Söke Un, unlu mamuller sektörüne adım atıyor

Mehmet Hanifi GÜLEL / SÖKE

Türkiye’nin ilk paketli un markası ve perakende pazarının önemli oyuncularından biri olan Söke Un, unlu mamuller üretimi için tesisi kurmaya hazırlanıyor. 1963’den buyana üretim yapan şirket, baklavalık, böreklik, yufkalık, sert buğday, geleneksel gibi pek çok ürünün üretimini yapıyor. 2015 yılından beri İngiliz menşeli özel sermaye fonu Mediterra Capital Partners tarafından yönetilen ve tamamen iç pazara yönelik üretim yapan şirket, 11 Ocak 2022 tarihinde Türkiye’nin önde gelen gıda şirketlerinden Ulusoy Un tarafından satın alınmıştı.

Perakende pazarında ilk sırada yer alıyor

Aydın Söke ve Ankara Sincan’daki 2 fabrikası ve günlük toplam 1.400 ton üretim kapasitesi bulunan Söke Un’un yeni dönem hedefleri hakkında bilgi veren Söke Un Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Eren Günhan Ulusoy, “Bir aile şirketi olarak kurulup, Aralık 2014 tarihinde halka arz olan Ulusoy Un için Söke Un’un satın alınmasıyla yeni bir dönem başladı. Her iki şirket de Türkiye’nin ilk ve ikinci 500 büyük sanayi şirketi arasında bulunuyor. Söke Un, Mediterra Capital Partners’a geçtiğinden beri takibimizde olan bir şirketti. İki aile şirketinin artık birlikte yürüyor olması kendi alanlarındaki gücü pekiştirecektir. Söke Un, perakende pazarının en önemli oyuncularından biri” dedi.

Demo tesis ile ürün pişirme denemelerine başladı

Söke Un’un tüketici nezdinde en çok bilinen un markası olduğunu ifade eden yapan Ulusoy, unlu mamuller sektöründe de Türkiye’nin en bilinen markası olmayı hedeflediklerini anlattı. Bunun için de 2023 yılında unlu mamuller üretim tesisini hayata geçirmeyi planladıklarını bildiren Ulusoy, “Üreteceğimiz ilk ürün grubu kurabiye ve unlu atıştırmalıklar olacak. Bunun için de demo tesisimizi tamamlayıp ürün pişirme denemelerine başladık” diye konuştu.

“Tarım alanında fırsatlar var”

Pandemiyle birlikte tarımın önem kazandığına dikkat çeken Ulusoy şöyle konuştu: “Tarıma yapılacak yatırımların ne kadar önemli olduğunu pandemide gördük. Bu anlamda önümüzde bir fırsat var ve bunu değerlendirmek gerekiyor. Türkiye’de buğdayın fiyatı, geçtiğimiz seneye göre 3 kat yükseldi. Bu da çiftçimizin lehine ve artan buğday üretiminden de bunu görebiliyoruz. Ama burada buğday fiyatı tek parametre olmamalı. Aynı zamanda verim artışını da sağlayabilmeliyiz. Türkiye, dünya un ihracatında lider ve diğer unlu mamuller kısmında da dünyanın önemli ihracatçı ülkeleri arasında yer alıyor. Tarıma yapacağımız yatırımların, ihracat gelirlerinin artmasına, ülke ekonomisinin gelişmesine ve cari açığın daralmasına vereceği katkıyı gözden kaçırmamamız gerekiyor.”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir